18 Ocak 2008 Cuma

Cesur davranan, vicdanının sesini dinleyen ve doğruları görüp hak yolda kimseden çekinmeden ilerleyen insan kurtuluşa erer

Kuran ahlakından uzak bir toplumda ise, vicdanının sesini dinleyip hakkı çiğnenen birini savunan kişi, çevresindeki insanlar tarafından "Sen onun avukatı mısın?", "Onu savunmak sana mı kalmış?" gibi sözlerle küçük düşürülüp vazgeçirilmeye çalışılır. Oysa yaptığı, takdir edilmesi gereken bir güzel ahlak özelliğidir. Böyle bir durumla karşılaşan kişi de din ahlakından uzak bir insansa, çevresinden tepki almayı, kendi çıkarlarını kaybetmeyi göze alamaz. Ama eğer bu kişi Allah'a iman eden ve Kuran'a uyan bir insansa Allah'ın emrettiği ahlakı uygulama konusunda asla bir çekimserlik göstermez.
Söz konusu kişi vicdanının sesini dinleyip en sıkıntılı anında bile hakkı savunma cesaretini gösterir. Bir kötülükle karşılaştığı zaman ayette emredildiği gibi iyilikle karşılık vermek için çalışır. Bu yüzden Kuran ahlakını yaşamayan insanlar tarafından "saflıkla" suçlanabilir, küçük görülebilir. Ama etrafındaki kişiler onun bu davranışını yadırgasa da o güzel ahlakı seçer. Nitekim, kınayanın kınamasından korkmamak, cesur ve kararlı olmak Kuran'da bir güzel ahlak özelliği olarak örnek verilmiştir:

Ey iman edenler, içinizden kim dininden geri döner (irtidat eder)se, Allah (yerine) Kendisi'nin onları sevdiği, onların da Kendisi'ni sevdiği mü'minlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı ise 'güçlü ve onurlu, ' Allah yolunda cehd eden (çaba harcayan) ve kınayıcının kınamasından korkmayan bir topluluk getirir. Bu, Allah'ın bir fazlıdır, onu dilediğine verir. Allah (rahmetiyle) geniş olandır, bilendir. (Maide Suresi, 54)
İnanmayanların sergiledikleri cesaret örneklerinde ise maneviyatın yerini yalnızca çıkarlar ve dünyevi hırslar almaktadır. Bu yüzden Kuran'dan uzak insanlar cesaret kavramını yanlış alanlarda uygulamaya geçirirler. Asıl cesaret göstermeleri gereken konularda ise geride kalabilirler. Bu nedenle bu kişilerin gösterdikleri cesaret genellikle gereksiz, anlamsız ve ahiretleri açısından da yararsız bir cesaret olmaktadır.
Allah korkusu taşıyan insanlar vicdanen cesaret göstermeleri gereken bir olayda, o olayı görmezlikten gelerek kaçmayı vicdanlarına sığdıramazlar. Örneğin, bir kişi suçsuz olduğu halde suçlanıyorsa ve bir mümin de onun suçsuzluğuna şahitse, kendi çıkarlarına ters de düşse, kendini riske de atsa bu kişinin hakkını Allah'ın rızası için savunur. Bu gerçekten güzel bir cesaret örneğidir. Müminin gösterdiği bu cesaretin kaynağı, Allah korkusudur. Çünkü Allah Kuran'da şöyle emretmiştir:

… Şahidliği gizlemeyin. Kim onu gizlerse, artık şüphesiz, onun kalbi günahkardır. Allah, yaptıklarınızı bilendir. (Bakara Suresi, 283)

Hiç yorum yok:

RESULULLAH(SAV) DİLİNDEN CENNET